"Kurumsallık"
Marka Değeri İçin En Az Yeşil Sahalardaki Başarı Kadar Önemli
Galatasaray Spor Kulübü’nün yeni yapılaşmasında oluşturulan Kurumsal İletişim Direktörlüğü; kısaca “anlamların paylaşılması süreci" olarak tanımlanan iletişim, günümüzde insan yaşamının her kesitinde ve çeşitli düzeylerde oluşmaktadır.
Çünkü, her geçen gün gelişen ve değişen bir toplumda yaşayan insan, sürekli olarak başkalarıyla ilişki kurmak zorundadır. Amaç ve işleyiş açısından belirgin özellikleri içeren ve sistematik olarak gerçekleştirilen iletişim, insanların özel yaşamlarında olduğu kadar çalışma ortamlarında da başarı ve mutluluğun en önemli kaynağıdır. İnsanlar açısından bu değerleri taşıyan iletişim, kurumlar açısından verimlilik ve kalitenin temelidir.
Kurumsallık Marka Değerinin Artırılmasında En Önemli Faktör
Marka olabilmek ve markalaşabilmek için öncelikle Türk futbolunun sportif anlamda önemli adımlar atması ve özellikle uluslararası arenada sportif performansı yakalaması gerekiyor. Salt sportif performansa ulaşılması markalaşmayı da beraberinde getirmiyor her zaman. Marka değerinin yaratılabilmesi sportif performansın mali başarıya dönüştürülme sürecindeki kurumsallaşmayı ve marka yönetimini ön plana çıkartıyor. Özellikle büyük kulüplerde marka değerinin artırılması ve korunması en önemli stratejik yönetsel önceliklerin başında geliyor. Marka danışmanlığı, marka yönetimi ve pazarlanması, en az yeşil sahalardaki sportif performans kadar önemli…
Bu giriş ve bilgiler ışığında Kurumsal İletişimi; kurumun amaç ve hedeflerine ulaşması, işleyişini sağlaması için gereken üretim ve yönetim süreci içinde, kurumu oluşturan bölüm ve öğeler arasında eşgüdümü, bilgi akışını, motivasyonu, bütünleşmeyi, değerlendirmeyi, eğitimi, karar almayı ve denetimi sağlamak amacıyla belli kurallar içinde gerçekleşen iletişim süreci olarak tanımlayabiliriz.
2010 Dünya Kupasına “Vuvuzela” ve kupanın resmi topu “Jabulani” sektörün yeni markaları olarak girdi. Bir ay süreyle milyonları ekrana kilitleyen dünya kupası aslında Futbol Endüstrisi ve Ekonomisi konularında kitapları olan Tuğrul Akşar’ın hassasiyetle değindiği yapılaşmayı da gözler önüne sermektedir. Sürekli büyüyen sektörün ortaya çıkardığı sorunlar da söz konusu genişleyen futbol ekonomisi ve yapılanma, bir politikanın varlığına işaret etmektedir.
Milyar Dolar ve Euro’lardan söz edilen bu pastanın paylaşım sürecinde politikasız olunmaz zaten. Sektörden yararlanan taşeron firmalar da oluşan bu alandan doğal olarak beslenmek için adeta yarışıyorlar. Tüm yaşananlar ışığında, şunu kesinlikle söyleyebiliriz ki; Futbol izlenen değil tüketilen bir yapıya dönüştü.
“Bizler artık sadece futbol izlemiyoruz, aynı zamanda onu tüketiyoruz. Futbol sayesinde hepimiz birer taraftar tüketiciye dönüştük”.
Saha içindeki ekonomi gerçek futbolu her geçen gün yaralarken dışarıdaki ekonomi sponsorları da organizasyon enflasyonu yaratarak tüm futbol camiasını büyük yarışa sokuyor. Bu yarışta futbol kültürünün törpülenmesine yol açıyor. Markalaşma, yayın gelirleri, sponsorluk, bahis oyunları, krizler, rekabet aslında futbolun artık sadece bir oyun olmaktan çıkarıldığını kanıtlar. Akşar’ın “Futbolun masumiyeti kayboluyor “sözü de aslında işin özünü ortaya koyuyor.
Tüm bu koşulların, acımasız olduğu günümüzde Galatasaray Spor Kulübü olarak üyelerimizden, taraftara medyadan sivil toplum kuruluşlarına ve kendi kurumsallığımız altındaki tüm kesimleri kapsayan bir iletişim yapısını amaçlıyoruz. Bu iletişim çabalarının oluşturduğu ilişkiler ağının kurumsal ve bireysel yarar ile çıkarlarımızın dengede tutulmasını sağlamak için kurumsal iletişimin gücünden faydalanabileceğimizin inancındayız.
Galatasaray Spor Kulübü
Kurumsal İletişim Direktörlüğü